Mayıs ayı ruh sağlığı ayı olarak geçiyor ve ben de bu farkındalığa birazdan okuyacağın blog ile destek vermek istedim.
Bildiğin gibi her şey zihinde başlar. Zihnimiz en yakın arkadaşımız olabileceği gibi en büyük düşmanımız da olabilir. Bu bizim zihnimizi nasıl kullandığımıza bağlı olarak değişir. Zihnin sana zorlukları aşman için yardımcı olabileceği gibi, başarıya ulaşmana engel de olabilir.
Coronavirus hayatımıza girdiğinden beri hepimiz yeni yaşayış tarzımıza alışmaya çalıştık halen daha adapte olmaya çalıştığımız durumlar var. Zihnimizin bize nasıl düşman olabileceğini sanırım bu süreçte hepimiz az çok algılayabildik. Eğer negatif düşüncelerin esiri olup hayatımızı zindana çevirmez isek, negatif düşüncelere sahip olmak bir zayıflık göstergesi ya da kötü birşey değil bu tamamen insan zihninin çalışma biçimi. Yaşadığımız tüm zorlu tecrübeler, sadece onlardan bir şeyler öğrenip daha iyi bireylere dönüşmemiz için hayatımızın bir parçası oluyorlar. Peki zihnimizi pandemi ve pandemi gibi zorlu yaşam tecrübelerinin negatif etkilerinden (kaygı, korku, umutsuzluk…) nasıl koruyabiliriz?
Sana iyi bir haberim var! Hayatta ne ile mücadele edersek edelim, zihnimiz hep aynı şekilde çalışıyor ve gerçekliğimizi oluşturuyor. Değişen tek şey zihnimizin bize oluşturduğu senaryolar. Zihnimizde negatiflikler yerine her zaman olumlu gerçeklikler oluşturabiliriz. Kısacası zihnimizin kontrolü bizim elimizde.
Peki zihin nasıl çalışır?
Eğer hayatımızda bir belirsizlik var ise, zihin ya karşı çıkmak ya da kaçmak ister. Bu ingilizcede fight or flight diye geçer. Coronavirus hayatımıza girdiğinden beri birçok belirsizlik ve pandeminin olumsuz sonuçları ile mücadele etmek durumundayız; itiraf edelim ki zihinlerimiz çoğu zaman korku ve endişe dolu anlar yaşıyor.
İyi haber ise bu herkes için aynı, yani herkes aynı şekilde hissediyor. Belirsizlik zihinde duruma karşı direnç doğurur ve direnç ise duyguları ortaya çıkarır, inişli çıkışlı hisler oluşur.
Düşüncelerini nasıl kontrol edebilirsin?
Öncelikle zihnini tam olarak anlamalı ve mümkünse her gün uzerinde çalışmalısın. Zihninin nasıl çalıştığını algılaman ise nelere tepki verdiğinin farkında olmakla başlar.
Seni neler rahatsız ediyor, nelere sinirleniyorsun? Olumsuz duyguların yanında olumlulara da bakman gerek; neler seni neşelendiriyor, en çok neler seni mutlu ediyor? Kendini anlattığın, zihninin verdiği tepkileri bildiginde, ne zaman seni huzurdan uzaklaştıracak sinirlendirecek bir şey olursa, zihnini pozitife ve huzura kolayca geri çekebilirsin. Burada “tepkisiz kalma” metodunu uygulamanı tavsiye ederim. Tepkisiz kalma metodu özetle, an’da kalmaktır. Olan olaya tepki vermeden, gözlem yapabilmek ve derin nefesler almak.
Örneğin televizyondaki haberler sana endişe ve korku duyguları yaşatıyor ve sen çoğunlukla bu haberleri okumaya devam ediyorsun. Bu da senin daha çok endişe ve korku duygularını yaşamana sebep oluyor. Belki sosyal medyada aynı konulara denk geliyorsun, yorumları okuyorsun, hatta belki sen de yorumlara katılıp endişeni ve korkunu dile getiriyorsun. Ya da arkadaşınla telefonda yine aynı konuyu ele alıyor ve daha çok negatif duyguların yayılmasına sebep oluyorsun. Belki de bunları bilerek ve isteyerek yapmıyorsun. Bunun sebebi zihnimizin negatifliği ve olumsuzlukları olumlulardan daha fazla hatırlaması. Psikologlar, bunu olumsuz önyargı veya olumsuzluk önyargısı olarak adlandırıyor.
Örnek olarak, önceden Ohio State University’de, şimdi ise University of Chicago’da çalışan John Cacioppo’nun çalışmalarını gösterebiliriz. Cacioppo, insanlara değişik duygular uyandıracak resimler göstermiş; pozitif duygu uyandıranlar (örn: Ferrari, pizza), negatif duygu uyandıranlar (örn: kötürüm bir surat, ölü bir kedi) ve nötr duygu uyandıranlar (örn: tabak, saç kurutma makinesi). Aynı zamanda, bu sırada oluşan bilgi işlemenin şiddetini yansıtan ve beynin serebral korteksinde meydana gelen elektriksel aktivite olduğu kayıt edildi.
Cacioppo’nun açıklamalarına göre; beyin negatif uyaranlara karşı daha güçlü bir tepki gösteriyor. Elektriksel aktivitede daha fazla bir dalgalanma meydana geliyor. Bu yüzden, tutumlarımız iyi haberlere oranla kötü olaylardan daha fazla etkilenmektedir. (Kaynak: www.psychologytoday.com / 21.06.2003)
Peki bu negatiflik eğilimini değiştirmek için ne yapabilirsin?
Şunu deneyebilirsin -> Bir sonraki sefer televizyonda seni endişelendiren, sinirlendiren bir habere denk geldiğinde, kanalı değiştir ya da televizyonu kapat. Eğer izlemek istiyorsan da, izle ancak konuyu orada kapat. Yani o konu üzerine tekrar tekrar haber okuyup, arkadaşlarınla konuşup sinir katsayını arttırma. “Tepkisiz Kalma Yöntemi”’ni uygula. Haberi izledikten sonra daha önce ne yapıyorsan o işine devam et, hayatında hiçbir sey değişmemiş gibi gününe devam et. Bu tepkisiz kalma yöntemidir. Dışarıdan gelen şeyi izler, dinler ancak ruh halinde ya da yaptığın işinde bir değişikliğe gitmeden gününe devam edersin.
Zihnini neler ile doldurduğuna dikkat et, unutma ki zihin senin içerisine koyduğun bilgiler ile hayatını şekillendirir.
Tepkisiz kalma yöntemine ek olarak aşağıdaki yöntemleri deneyerek de huzurunu, ruh sağlığını koruyabilir, stresini ve endişelerini azaltabilirsin.
Hayatında belirsizlik olduğunda, stresli ve endişeli hissettiğinde rahatlamak için uygulayabileceğin adımlar:
1. Derin bir nefes al, birkaç dakika nefes almaya devam et. Acele etmene gerek yok, rahatladığını bir nebze de olsa hissedene kadar nefes almaya devam et.
2. Çevrende ne olduğunu fark et, bu bir nesne ya da insan olabilir. Sonra nasıl hissettiğine odaklan. Bulunduğun ortamda sanki daha önce hiç olmamışçasına analiz et, yavaş yavaş rahatladığını hisset.
3. Hissettiğin duyguyu derinlemesine hisset. Nasıl bir his olursa olsun, hisset. Endişe de olsa, üzüntü de olsa, heyecan da olsa hisset. Bütün hislerimizi hissetmek önemlidir, ancak o zaman daha iyi bir hisse gecebilir ve pozitif hislerin değerini bilebiliriz.
4. Dikkatini an’a getir, kendinle konuş ve içinde bulunduğun durumu anlat. “Şu An’da sağlıklıyım, evimdeyim, guvendeyim… (bunları kendinize gore değiştirebilirsin)” Sonra şunları ekle “Ben şu an iyiyim ve tek elimde olan gerçeklik de şu an. Geçmiş de yok gelecek de yok sadece şu an var elimde. Bu sözler seni sakinleştirmeye ve an’da kalmana yardımcı olur.
5. Farklı bir şey yapmaya başla. Ne yaparken endişeli, stresli ya da hangi negatif duyguyu hissetmeye başladıysanız odağını başka bir işe yönelt. Ornegin, televizyon izlerken endişeye kapıldıysan, muzik dinle, yürüyüşe çık…vb. Bu senin enerjini ve duygularını değiştirir.
Bu adımları yaptıktan sonra enerji seviyenin değiştiğini, daha iyi hissettiğini fark edeceksin.
Zihnimizin yarattığı negatif senaryolarla ve eleştirilme korkusu ile nasıl başa çıkabiliriz?
Danışanlarımdan bir tanesi, koçluk kariyerinde birkaç yılını devirmiş ve şirketinde gayet başarılı çalışmalar yapan birisi oldugu halde bir gun bana yaşadığı psikolojik zorlukla geldi. Birlikte seanslar yapmaya başladık ve bana şu hikayeyi anlattı. Hikaye diyorum çünkü birazdan danışanımın zihninin ona oyun oynadığını anlayacaksın.
Hikaye şöyle, danışanımın workshoplarından birine katılan bir kişi ile ilgili. Bu kişi kurumsal bir şirkette çalışıyormuş ve yaptığı iş yaşam koçluğundan oldukça farklıymış. Birkac ay sonra danışanımın yıllar önce aldığı eğitimi bu kişi de almış ve çok vakit geçmeden sosyal medyada kendini yaşam koçu olarak tanıtmaya ve seanslar yapmaya başlamış. Danışanımın söyledikleri (hikaye burada geliyor :)) ”Nasıl workshoplar ya da seanslar yapabilir, daha koçluğun ne demek olduğunu bilmiyor, tecrubesi çok az. Bu çok saçma. İnanamıyorum insanlar da bu kişiyle çalışıyor mu? Ya benim de musterilerimi çalarsa…”
Danışanım oldukça eleştirel bir bakış açısında olmakla birlikte kıskançlık, korku ve kızgınlık duyguları ile zihninde bu senaryoları yazmıştı. Danışanım kendisini bu kişi ile kıyaslıyor ve kendi bulunduğu durumdan memnuniyetsizliğini de karşısındakine kızgınlığı ile ortaya çıkarıyordu.
Bu tecrube danışanımın yaptıgı iste kendini yetersiz hissetmesine yol açtı. Gördüğünüz gibi zihin bize bazen inanılmaz oyunlar oynayabiliyor ve ruh halimizi tamamen değiştirebiliyor. Zihnin danışanıma yarattığı negatif senaryolar neydi? Danışanım müşterilerini kaybedecekti, yaptığı işte yetersizdi, başarısızdı…vb.
O gün seansımızda danışanıma şunları hatırlattım; herkesin bir müşteri portfolyosu, enerjisine uygun çalışacağı kitle mevcut. Herkes yaptığı işte eşsiz ve değerli dolayısıyla sen de değerlisin. Şunu unutma ki herkesin hayattaki kişisel ve profesyonel yolculuğu başkadır. Bir kişinin başlangıcı ile başkasının bitişini kıyaslama. Danışanıma başkaları ile kendini kıyaslamayı bırakıp kendi işine odaklanarak tatmin olacağı seviyeye ulaşma konusunda çalışmalarını devam ettirmesini önerdim.
Sana de şunları söyleyebilirim ki, evet sosyal medya ve televizyonda hayatımızın içerisinde ve orada gördüklerimiz bizi psikolojik olarak olumlu çoğunlukla da olumsuz etkiliyor, ancak bu etkinin dozunu ayarlamak bizim elimizde. Lütfen zihnini ne ile beslediğine dikkat et ve gördüğün her şeyin yüzde yüz doğru olmadığını aklının bir köşesinde bulundur. Ayrıca başarılı olan kişilerin o günlere nasıl geldiklerini bilmeden, gerçekten hayatlarında ne yaşadıklarını bilmeden kendi hikayenle kıyaslayıp eleştirel bakış açısına girip kendini üzme. Herkesin hayat yolculuğu ve tecrübeleri başkadır. Senin hayatın eşsiz, tıpkı SEN gibi. :) Kendine iyi bak. Ama gerçekten IYI bak, meditasyon yap, kendine vakit ayır, kendini sev… Bunları yapmakta zorlanıyorsan ya da daha derin öğrenmek kendini geliştirmek istiyorsan bana ulaş. Seninle çalışmaktan memnuniyet duyarım.
Bana email ile ulaşabilirsin: burcu@joyyburcu.com
Umarım bu yazıyı faydalı bulmuşsundur. Eğer öyle ise mutlaka arkadaşlarınla paylaş!
Instagram hesabımı takip etmeyi unutma. Bu hesapta hem koçluk hem pazarlama ile ilgili ilham verici ve bilgilendirici içerikler bulabilir, kişisel ve profesyonel hayatını pozitif yönde değiştirebilirsin.
İngilizce makale okumayı seviyorsan, severek takip ettiğim Gabrielle Bernstein’in yazmış olduğu bu blogu okumanı tavsiye ederim. Buradan okuyabilirsin.