Evet mucizeler, aşk, sevgi, başarı, huzur ve mutluluk mümkün diyorum. Ama sana pembe bulutlar ve hep mutlu olacağın bir hayat mümkün demiyorum. Hayatta her duyguyu yaşıyoruz ve yaşamalıyız da… Ancak hissetmek istediğin duyguları seçmek ve hayal ettiğin hayatı yaşamak senin elinde.
İşte 2021’in bu son bloğunda seninle, hayal ettiğin hayatı kurmanın ipuçlarını ve anı yaşamanın sırlarını paylaşacağım. Yazımı okurken gerçekleştirmeyi çok istediğin bir şeyi, hayalini düşün. Yazının sonunda hayalin ile ilgili daha inançlı, heyecanlı hissedeceksin veee gerçekleştirmek için bir planın olacak.
Hayal ettiğin bir şeyi gerçekleştirebilmen ne kadar muhteşem bir şey değil mi? Düşüncesi bile heyecan verici. Aklından geçeni biliyorum “Hayaller ve hayatlar dünyası.” Ben bu düşünceye karşıyım ve Türkçe’deki, toplumumuzdaki hayal kelimesinin anlamını gerçekleşmesi guc bir sozcuk yerine gerçekleşmesi mümkün bir sözcük haline getirmek için de yıllardır elimden geleni yapıyorum, yapacağım da. Çünkü hayallerin gerçek olabileceğine o kadar çok tanık oldum ki hem kendi hayatımda hem çevremdeki kişilerin, ailemin, arkadaşlarımın ve danışanlarımın hayatında. Bu yazıdan sonra umarım senin hayatına da tanık olacağım.
Hayallerini gerçekleştirmek konusunda önemli birkaç konu var tabi, hemen onlarla başlıyorum.
Hayalini gerçekleştirmek için gerekli enerjiyi, çabayı göstermen ve en önemlisi de hayaline gerçekten inanman gerekir! Yakın zamanda bu durumun kanıtını kendi hayatımda bir kez daha yaşadım ve seninle bu deneyimimi paylaşmak istiyorum. Umarım bu hikaye senin hayallerine daha umutla bakmanı sağlar ve aksiyona geçersin.
2020’den bu yana tüm dünya pandemi ile mücadele ediyor. Herkes gibi ben de ve şirketim de oldukça etkilendi. Eğer beni ve şirketimi henüz tanımıyorsan, buradaki linkten daha fazla bilgi edinebilirsin. En başta Amerika’da kurduğum düzenimi bırakıp Türkiye’ye dönmek durumunda kaldım. Amerika’daki sevdiklerime veda bile edemeden, eşyalarımı çöp kutusuna atmak zorunda kalarak, birçok eşyamı da öylece evde bırakarak kapıyı çekip çıktım. Yaşadıklarım adeta bir film sahnesi gibiydi. Konsolosluğun organize ettiği kurtarma uçağına binmek, herkesin korku dolu gözlerine şahit olmak, 14 gün boyunca Türkiye'de daha önce hiç gitmediğim bir şehirde yurt odasında karantinada kalmak durumunda kaldım. Karantina bitip ailemin yanına döndükten sonra da her şey güllük gülistanlık olmadı. Önce ben Amerika’dayken ailemde yaşanan ciddi sağlık problemlerini ve kaybettiğimiz yakınlarımızı öğrendim, sonra anneannemi kaybettim, bir iki ay sonrasında ise annem rahatsızlandı. Bunlar olurken ben hiç kendimi dinleyemedim. Ben ne haldeydim, ruhum ve bedenim nasıl hissediyordu? Tek bildiğim şey yorgun olduğumdu. Yine de kendimi ve şirketimi ayakta tutmak için, insanlara ilham veren canlı yayınlar yapmaya, blog yazıları ve podcastler yayınlamaya devam ettim. Kendimi meşgul tutmak ve insanlara ışık tutabilmek için her gün çabaladım. Aslında asıl ışığa ihtiyacı olan bendim, aslında kendimi iyileştirmeye çalışıyordum herkesten önce ama farkında bile değildim.
2021 Haziran ayında ne zorluklarla Amerika’da kurduğum şirketimi kapatma noktasına geldim. Yaşadığım acıyı sana anlatamam, o kadar emek, gözyaşı, zaman, para, enerji harcadığım şirketim ellerimden kayıp gidiyordu ve yapabilecek hiçbir şeyim kalmadı gibi hissediyordum. Hani olur ya bazen her şeyi yaptığımızı hissederiz ama yine de olmasını istediğimiz şeye engel olamayız? Hayatımda bunlar olurken bile hayalim vardı, hayalim Amerika’ya gidip arkadaşlarımı ziyarete gidebilmek, kalan eşyalarımı toplamak ve ikinci evimin kokusunu bir kez daha içime çekmek istiyordum. İmkansız diye düşünebilirdim değil mi? Şirket batma noktasına gelmişken, pandeminin ortasındayken, her an her şey dünya genelinde değişirken ne lükstür ne hayaldir Amerika’ya gitmek? Bunlar 2021 Haziran ayında oluyor. Kafanda canlandırabilmen için hikayeyi duraklatıp bu hayalimin ne zaman gerçekleştiğini söylemek istiyorum. Ekim 2021! Yani 3 ay gibi kısa bir süre sonra! Delice değil mi? Bu mucize değil de nedir? Bu hayallerin gerçekleşmesi değil de nedir? Dünya’da pandemi bitti mi o üç ay içerisinde? Hayır. Peki ben deli gibi müşteri mi aradım? Hayır. Peki nasıl oldu???
Haydi gel devam edelim hikayeye ve sen de kendi hikayeni oluşturmaya başla. Düşün şu an neyi hayal ediyorsan, nasıl gerçekleştirebilirsin, ben sana nasıl destek olabilirim lütfen düşün. Yeni yıl yaklaşırken hepimizin heyecan verici hayalleri oluyor ama bazılarımız ne yazık ki hemen pes ediyor ya da nasıl gerçekleştireceğini bilemiyor ve o hayaller hayal olarak kalıyor. Sen onlardan biri olma. Ben buradayım, bana ulaş ve hayatını pozitif yönde değiştirelim.
Yazının başında bahsettiğim gibi insanlara ilham veren çalışmaları, konuşmaları, şovları, podcastleri durdurmadığım için bu networklerden müşteriler ve danışanlar gelmeye başladı. Kendileri bana ulaştılar, ben hiçbir pazarlama ya da satış yapmadım. Danışanlar gelirken elimde olan bilgileri ve networkü paylaşma duygum beni The Joy of Speaking Club’ı, uluslararası ingilizce konuşma klübümü kurmaya itti. Sonuç? Şirketim ve BEN küllerinden yeniden doğdu. :) Bir kez daha anladım ki, nefes aldığımız sürece, inandığımız sürece ve elimizden geleni yaptığımız sürece hayat bize mucizeleri sunuyor. Mucizeler imkansız değil, aksine mucizeleri doğal karşılamamız gerekiyor. Hani bazen çevremizdeki insanlardan beklentilerde bulunuyoruz ya, bana şunu yapmalı ya da şu iş bu şekilde olmalı, işte bu beklentiler yerine hayattan mucize bekleme eğiliminde olmalıyız. Ne kadar çok mucizeler gerçek ve mümkün diye düşünür, inanırsak o kadar hayatımızın içerisinde olurlar. Vee hayallerimize ulaşmamızın olasılığı da katlanarak artar.
Eminim hikayenin devamını merak ediyorsun. Devamı daha çok mucizelerin gerçekleşmiş olduğu. Önce uçak biletlerine bakmaya başladım, ülkelerin pandemi sınırlarına ve gittiğimde kalacağım arkadaşlarımla konuşmaya başladım. Araba kiralamam gerekiyordu ve bunların hepsi dolardı. Edindiğim müşterilerim bana dolar ödediği için sıkıntım hafiflemişti ancak yine de mucizelere ihtiyacım vardı. Kalacak yerlerim ailem gibi olan arkadaşlarım tarafından ayarlandı. Kiralayacağım aracı da çok uyguna getirmemi sağladı yine o melek arkadaşlarım. En süperi de ben uçak biletimi aldıktan sonra bir danışan daha kazandım ve hem çalışıp hem gezebileceğim bir seyahat oluşmuş oldu. Hayalimden de öte yani! Kaliforniya seyahatimde şirketimi, networkumu daha da genişletme fırsatı yakaladım. Pandemiden bu yana ilk defa topluluk önünde hem de 3 kere motivasyon konuşması yapma fırsatım oldu. Kısacası Amerika seyahatim bir hayal iken, hayalimden bile güzel bir gerçeğe dönüştü.
Peki sen nasıl hayallerini gerçeğe dönüştürebilirsin?
İşte basamak basamak sırları:
1. İstediğin şey, hayalin konusunda net olmak. Dileğinin nasıl olacağından çok NE istediğine odaklanmak ve olabildiğince net olmak.
- Benim örnekten düşünürsek. Benim hayalim Amerika’ya gidip arkadaşlarımı görmekti ve bunu maddi açıdan rahat bir şekilde gerçekleştirmek istiyordum. Nasıl olacağı konusuna takılmamış hatta o konuyla ilgili en ufak bir fikrim yoktu.
2. - Mış gibi yapmak. Hayalin gerçekleşmiş gibi planlar yapmak.
- Yine benim örnekten gidersek, ben daha ortada hiçbir umut yokken, Amerika’ya gittiğimde ziyaret edeceğim arkadaşlarımdan, alacağım şeylere kadar liste yapmaya başlamıştım.
3. İnanmak ve kontrolü elden bırakmak. Bu basamak birçok kişi için en zorlayıcı kısım. Çünkü biz insanoğlu doğamız gereği görmediğimiz bir şeye inanmakta oldukça zorlanıyoruz. Kaldı ki istediğimiz şeyin gerçekleşeceğine inanıp kontrolü elden bırakmak daha da zor. Çünkü biz kontrol etmeyi çok severiz, değil mi? :) Ancak istediğimiz şeye inandığımızda ve elimizden geleni yapıp takdiri inandığımız ilahi güce bırakırsak, dileğimizin mucizevi bir şekilde gerçekleştiğine tanık oluruz. Tabi burada inançlı olmak ve inandığınız gücün sizin için en iyisini vereceğine koşulsuz inanmanız çok önemli. İstediğinizin size ne zaman ve nasıl geleceği takdirini bırakacaksınız ve sonuçları bekleyeceksiniz.
- Ben hayalimin bir gün gerçekleşeceğine çok inandım. Her gün hayalimle yatıp kalkıyordum, planıma plan katıyordum. Peşini bırakmak kısmına gelecek olursak da elinden geleni yapıp takdiri ilahi güce bırakmaktan bahsediyorum. Ben her gün hayalimi düşünüp, planlayıp, elimden geleni yaptıktan sonra hep dualarla kapattım konuyu. Dua etmek de kendine göre bir dil geliştirebilirsin illaki belirli bir dine bağlı olmak zorunda değilsin eğer bağlı değilsen. Basitçe kendine cümleler oluşturabilirsin örneğin: “Ben bunu istiyorum, elimden geleni de yapıyorum, takdir senindir ve ben senin bana hayalimi bir gün vereceğine inanıyorum.” gibi
İşte bu kadar!
Umarım bu yazı senin hayallerine olan inancını kuvvetlendirmede etkili olmuştur. Eğer paylaşmak istediğin bir tecrüben ya da soruların varsa bana yazabilirsin: burcu@joyyburcu.com e-posta adresine senden gelen paylaşımları bekliyorum.
Şimdiden mucizeli yıllar!
Bir dahaki yazıya kadar neşe ile kal!